12 Aralık 2010 Pazar


Çok sıkıldım hayattan. Hem de öyle bir sıkıldım ki, kendimi koca bir “HİÇ”lik içerisinde yaşıyormuş gibi hissediyorum. Şu anda yaptığım her şeyi boşa yapıyormuş gibi hissediyorum. Sanki boşuna işe gidip geliyorum, boşuna yüksek lisans yapıyorum, insanlarla boşuna konuşuyorum, bir yerlere gidip takılınca sanki boşa vakit geçiriyorum gibi geliyor. Galiba ben ne istediğimi bilmiyorum ve bu ruh hali bundan kaynaklanıyor. Şu yazdığım satırları okuduğunuzda asosyal, aseksüel, bunalım bir insan olduğumu düşünebilirsiniz, inkar etmiyorum belki de öyleyimdir, çünkü ben de ne olduğumu bilmiyorum artık.

Standart bir günün fotokopisini çektim, her gün aynısından takılıyorum, arada bir değişiklik olduğu zaman bünye kaldırmıyor. Bir iki gün önce eski arkadaşlarla görüştüm, 1-2 saat beraber olmaya zor dayandım. İnsanlarla sorunlu olabilirim doğrudur, pek geçimli bir insan olduğum söylenemez fakat eskiden beraber olmaktan zevk duyduğum insanların yanında bile 1-2 saatten fazla kalmaya katlanamıyorum. Derhal eve gidip odama çekilmek istiyorum. Zaten bana tek huzur veren yer de burası. Ailemle olan az iletişimim de “çalışıyorum” bahanesiyle epeyce azaldı. İnsanlarla konuşmak bazen işkence geliyor, yalnızlığımı dağıtmak için birileriyle 1-2 laflayayım diyorum ya ben sıkılıyorum ya da karşı tarafın sıkıldığını düşünüp bahane uydurup olay mahallinden uzaklaşıyorum. İyi gidiyor böyle yalnızlık, bunca zaman kendimi ifade etmeye çalıştım da ne oldu, kime derdimi anlatabildim? O zaman da her şeyi boşuna yapmışım demek, şimdi en azından bunu yapmıyorum. Şimdi hepten haksızlık etmeyeyim, beni anladığını düşündüğüm bir kişi var fakat onunla da uzağız, böyle zamanlarda yanında olmasını istediğiniz insan asla yanınızda olmaz zaten…

Aslında bu durumdan kurtulmak için bir şeyler yapmaya çalışıyorum ama olmuyor. Gülemiyorum, eğlenemiyorum, tatmin olamıyorum, sönüyorum, siniyorum, iyice ciddi, kupkuru, yavan bir insan olup çıkıyorum. Gitmek istiyorum, onu bile beceremiyorum. O zaman hayallerimi gerçekleştirmek için çabalamaktan da vazgeçiyorum. Günün büyük bir kısmını uyuyarak geçirsem, biraz uzaklaşabilsem her şeyden belki de daha kolay olur bunu atlatmak ama günün yalnızca 4 saatini uykuya ayırıp geriye kalan zamanlarda yaşamaya çabaladığımdan ve o 20 saatlik zaman dilimini hayattan, insanlardan, içi boşaltılmış kavramlardan tiksinerek geçirdiğimden bu pek de mümkün olmuyor.

Bir bilseniz, yaşıyormuş taklidi yapmak çok zor! Zaten hiçbir şey anlatmakla da olmuyor…


Yazıyı Paylaş!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder